LaShaun Skillings
Amazon Ads'de canlı spor reklamcılığını nasıl yeniden tanımlıyor

LaShaun Skillings

Amazon Ads'deki çalışmalarımız ve çalışanlarımız hakkında daha fazla hikaye okumak için Kariyer ana sayfamıza gidin.

Amazon'un canlı spor yayınlarının (Thursday Night Football, NASCAR ve NBA) arkasında, LaShaun Skillings liderliğinde, dünya genelinde reklamcılığı mümkün kılan ve hayata geçiren yetenekli bir ekip var.

LaShaun'un kariyeri, mühendislik ve telekomünikasyondan başlayıp internet reklamcılığının ilk dönemlerinden geçerek Amazon'daki 13. yılına uzanıyor. Burada canlı spor yayınları hakkında onu neyin heyecanlandırdığını ve kendini savunmanın neden her zamankinden daha önemli olduğunu paylaşıyor.

Merhaba LaShaun. Amazon'dan önceki kariyerinden biraz bahseder misin?

Her şeyden biraz yaptım diyebilirim. Eğitimim mühendislik ve uluslararası ilişkiler üzerineydi. Kariyerime telekom şirketleri ve savunma kurumları için teknik yazılar yazarak başladım. Bir noktada MBA yapmaya karar verdim, bu yüzden işimden ayrılıp Columbia İşletme Fakültesi'ne gittim.

Mezun olduktan sonra Monster.com'un liderlik gelişim programına katıldım. Bu, internet reklamcılığını ilk kez gerçekten deneyimlediğim dönemdi. O zamanlar insanlar hâlâ "Facebook mu kazanacak yoksa MySpace mi" diye tartışıyordu. Sonra Yahoo ve başka kurumlarda çalıştım, ta ki eski yöneticilerimden biri bana Amazon'u önerene kadar. "Adzinia" diye bir şey duymuştum o zaman. Amazon Ads'e öyle deniyordu. Google'a yazdım, çevrim içi başvurdum, gerisi geldi zaten.

Yani dijital reklamcılığa neredeyse en başından mı girdin?

Evet, ama açık söyleyeyim, ilk başta "internet reklamcılığı" tam olarak ne demek, ben de bilmiyordum. Ama pes etmedim. Yıllar içinde reklamcılıkta kariyerimi tamamen ilişkiler üzerinden inşa ettim. Önceki yöneticilerim beni hatırladı, benimle çalışmaktan keyif aldı ve beni yeni rollere davet etti. Böyle böyle sektörde ilerledim ve sonunda buraya geldim.

Bu fırsatları gerçekten iyi değerlendirmişsin. Nasıl başardın?

Bence işin büyük kısmı kendi gelişimine gösterdiğin özenle ilgili. İnsanlar bana biraz "eski kafalı" der, haklılar da. Amazon'a katıldığımdan beri kendim ve iş etiğim için hep yüksek standartlar belirledim. Başından itibaren güvenilir biri olmak istedim. Bu da benim için odaklanmak, laf kalabalığı yapmadan sonuç üretmek demekti.

Zamanla o güvenilirlik kendiliğinden büyüdü. Daha stratejik rollere geçtikçe liderlerle ve ekiplerle olan ilişkilerim öne çıktı. Eğer adil, düşünceli davranır, ekibini savunur ve hesap verebilirliği teşvik edersen, bu fark edilir. Hatta bazı çalışanlarım bana gelip, "Diğer bölümler sizi harika bir yönetici olarak önerdi," dediler. Bu gerçekten güzel bir his. Aynı zamanda beni de sürekli tetikte tutuyor çünkü hep yetenekli insanlarla çalışıyorum. Yöneticiler bunu görünce fırsatlar da kendiliğinden geliyor zaten.

Ama şunu da söyleyeyim: Kendini savunmak da çok önemli. Doğal gelmese bile, adını duyurmak, büyümek istediğini göstermek gerekiyor. Bu fark yaratıyor.

Herkes kendini öyle kolay savunamıyor. Yönetici olarak bu konuda insanlara nasıl yardımcı oluyorsun?

Bana doğrudan "Bu bana göre değil. Ben ilk el kaldıran kişi olmam," diyen çalışanlarım oldu. Buna saygı duyuyorum ama onlar için alan da yaratıyorum. Bazen bu, sadece toplantıda onları fikirlerini paylaşmaya davet etmek kadar basit olur; mesela şöyle diyebilirim: "Bu konuda senin görüşünü gerçekten merak ediyorum, çünkü şu şu konularda çok iyisin. Neler söylemek istersin?"

Küçük bir jest ama özgüven yaratıyor. Diğerleri de yöneticinin böyle bir alan açtığını görünce aynı şekilde davranıyor. Bir anda insanlar birbirini desteklemeye başlıyor: "Bu çok iyi bir noktaydı" gibi yorumlar geliyor. Sessiz kalanların da sesini duyurmasını sağlayan bir zincirleme etki oluşuyor.

İyi yöneticilik bence bu alanı yaratmakla ilgili. Özellikle Amazon gibi hızlı hareket eden bir yerde. En yüksek seslerin baskın çıkması kolay ama en iyi liderler herkesin o konuşmanın parçası olmasını sağlıyor.

Bize canlı spor operasyon ekibinin tam olarak ne yaptığını anlatabilir misin?

Aslında dijital reklamcılık alanında bir yayıncılık işi kuruyoruz. On yıllardır bu işi yapan geleneksel yayıncılarla rekabet ediyoruz ama bunu çok daha hızlı, dijital öncelikli bir ortamda yapıyoruz. Ekibim, satış ekibiyle birlikte çalışarak reklam kampanyalarını canlı spor yayınlarında hayata geçiriyor. Yani Thursday Night Football, NASCAR ve şimdi de NBA gibi organizasyonlar düşün.

Buna kampanya kurulumu, reklam materyali teslimi, reklam politikalarına uygunluk ve rakip markaların aynı reklam aralığında arka arkaya yayınlanmamasını sağlamak gibi şeyler dahil. Ayrıca izleyicilerin etkileşime girebildiği interaktif video reklamlar gibi yeni reklam materyali biçimlerinin benimsenmesini de sağlıyoruz.

Prime'da Thursday Night Football büyük bir olay. Bu, reklamverenler için ne anlama geliyor?

Thursday Night Football, Prime üyeleri için birinci sınıf bir deneyim olmasının yanında Amazon Ads'in de amiral gemisi ürünlerinden biri. Canlı sporlar reklamverenlere inanılmaz bir fırsat sunuyor: milyonlarca izleyiciye gerçek zamanlı ulaşabiliyorlar, hem de dijitalin esnekliği ve yenilikçiliğiyle. NBA'in de Prime Video'ya gelmesi başka bir dönüm noktası oldu, bunun merkezinde olmak gerçekten heyecan verici.

Son olarak, şu anda yaptığın işte seni en çok ne heyecanlandırıyor?

Ölçek ve etki. Prime Video'daki canlı spor yayınları müşterilerimiz için birinci sınıf bir deneyim, bu deneyimi mümkün kılan reklamcılık da Amazon Ads'in temel ürünlerinden biri. Bunun küresel operasyonlarına liderlik etmek hem heyecan verici hem zorlayıcı. Gerçekten sporun ve reklamcılığın geleceğini şekillendirdiğimizi hissediyorum.