Markaların toplumsal konularda sergileyebileceği tavırlar

Toplumsal sorunlara karşı tavır sergilemek, marka kimliğinizle başlar.

"Markanız neyi temsil ediyor?" diye sordu Smith. "Her şey bundan büyümek zorunda. LIFEWTR, bir marka olarak yaratıcılığa ilham vermeyi hedefliyor. İşte bu yüzden 'Black Art Rising' etkinliğine bu şekilde yaklaştık. Çünkü merkezi misyonumuza için uygun olduğu hissini verdi. Ayrıca bunu, az bilinen yaratıcılara bir ses vererek olumlu bir toplumsal etki yaratacak şekilde yapabileceğimizi düşündük."

Smith, pazarlamacıların markalarının neyi temsil ettiğini tanımlayarak başlamasını ve ardından, bu amaca ulaşabilmeyi otantik olarak neyin sağladığını belirlemelerini önerir.

Bir sonraki adım, olumlu bir toplumsal etkiye sahip ve markanızın temsil ettikleriyle uyumlu olan, yaptığınız veya gelecekte yapabileceğinize inandığınız şeyleri değerlendirmektir.

Smith, "Eğer bu çakışmayı Venn diyagramında bulabilirseniz, o zaman gerçekten başarılı olabilirsiniz" diyor. "Bence pazarlamacıların iyi niyetle yanıldığı yer, bu çakışmayı bulamadıkları, bir otorite olmak için yeterince eşitlik oluşturmadıkları ya da kültürle ilgili olan şeylere karşı açık ve şeffaf bir esneme gibi gelen konuşmalara ve konulara daldıkları zamandır."

Smith, bu eşitliği geliştirmeyi, kaslarınızın pratik yoluyla doğuştan belirli eylemleri nasıl yapacağını "hatırladığı" süreç olan kas hafızası oluşturma sürecine benzetiyor. LIFEWTR, ana akımlarda arka planda kalan sanatçıların sesini geçmişte de duyurmuştur. Bu "kas hafızası", onların "Black Art Rising"i yaratmasını sağladı. Bu çalışmayı sürekli yapıyorlardı ve marka kimlikleriyle uyumluydu.

Smith, "Değerlerinizi yaşıyorsanız, bunu müşterilerinize benimsemek çok daha kolay hale gelir." diyor. "Değerlerinizi yaşamıyorsanız, deneyip yanılma ihtimali çok daha yüksektir. Çünkü günlük olarak pratik yapmıyorsunuzdur."

Smith'in de belirttiği gibi, tavır sergilemek tek seferlik bir tweet veya Instagram gönderisi değildir. Bugünün müşterileri, markalardan gerçek bir bağlılık görmek istiyor.

Smith, "Yaptığımız her işte tutarlı olmasını istiyoruz" diyor. "Bu sadece geçen yaza özgü bir durum değil. Bu sadece Siyahi Tarih Ayı'yla ilgili değil. Markamızın neyi temsil ettiğine inandığımızla ilgili ve bunun tutarlı olması gerekiyor."

"Black Art Rising"in ardından LIFEWTR; aktris, yazar ve yapımcı Issa Rae ile "Life Unseen" (Görülmeyen Yaşam) işbirliğini başlattı.

Smith, "Bu konsept, göremediğiniz şey olamayacağınızı anlatıyor" diyor. "Siyahi yaratıcılar, LGBTQ+ yaratıcılar veya az bilinen herhangi bir topluluğa ait yaratıcılar ve onların çalışmaları görülmediğinde, aynı topluluğa ait gençler bu fırsata sahip olabileceklerine inanmıyorlar. Çünkü onlara benzeyen kimsenin bu işi yaptığını görmüyorlar."

Değerlerinizi paylaşan kişilerle veya kuruluşlarla çalışmak güç verir. LIFEWTR için buna, Issa Rae gibi sanatçılar ve bireysel içerik oluşturucular ve "Black Art Rising"in tanıtımına yardımcı olan Amazon gibi şirketler dahil.

"Tek bir vizyon farklı takımlar arasında birleştiğinde, asıl o zaman mucize gerçekleşir." diyor Smith. "Ortak bir vizyonunuz varsa ve ortak bir amaca karşı ilerliyorsanız çalışmalar sadece iyiye gidebilir."

Smith, "Günün sonunda bir markanın ne olduğunu düşündüğünüzde, en güçlü markalar bireyin öz kimliğinin bir parçasını temsil ettiğini görürsünüz." diyor. "Bu yüzden markayla ilişkilendirilmek istiyorlar. Markayı satın almalarının nedenlerinden biri de budur."

"Riskten kaçınmak her zaman kolaydır" diye devam ediyor. "Doğru olduğunu düşündüğünüz şey için tavır sergilediğinizde müşterinizin markanızın etrafında toplanma isteğine inanın. Müşterinizi tanıyorsanız ve markanızı biliyorsanız, başarısızlıktan daha fazla başarı elde edersiniz."